Bilişsel Terapi Nedir, İlkeleri Nelerdir?

mm
single-image

Bilişsel Terapi, 1960’ların başında Pennsylvania Üniversitesi’nde Aaron T. Beck tarafından geliştirilmiştir. İlk olarak depresyon tedavisi için geliştirilen bu kısa süreli, şimdiki zaman odaklı, yapılandırılmış tedavi yöntemi, hastanın terapiste başvurduğu süreçte yaşamakta olduğu problemlerin üzerinde durarak işlevsel olmayan düşünce ve davranışları değiştirmeyi hedeflemektedir. O günden bu güne, kuramsal varsayımı temelde değişmeyen ancak ilerleme kaydeden bilişsel terapi, tüm psikolojik bozuklukların altında yatan ortak mekanizmanın hastanın ruhsal durumunu ve davranışlarını etkileyen “çarpıtılmış ya da işlevsel olmayan düşünce tarzı” olduğunu belirtmiştir. Bu düşüncelerin yeniden değerlendirilip gerçekçi düşünceler ile değiştirilmeleri, “duyguların ve davranışların da düzelmesine yani iyileşmesine” yol açmış olduğu gözlemlenmiştir. Daha temelden kalıcı değişikliğin gerçekleşmesi için ise “temel inançların değiştirilmesinin” gerekli olduğu öne sürülmüştür.

Aaron T. Beck, depresyon ve anksiyete bozukluk gibi bazı psikiyatrik bozuklukların temelinde bir düşünce bozukluğunun var olduğunu, kişilerin belirli deneyimlerini yorumlarken yaptığı sistematik hatalar ve yanlılıklarla kendini gösterdiğini ve bu yanlı ve çarpıtılmış yorumlar üzerine terapi sürecinde daha olası alternatif açıklamalar getirilmeye başladığında ise semptomların çoğunun ya da büyük bir kısmının azaldığını deneyim ettiğini dile getirmiştir. Bunun yanında danışanın geçmiş yaşantısı yerine şimdiki zamana odaklanmak yaklaşık 10 ile 14 hafta arasında neredeyse bütün semptomların azalmasına neden olduğunu gözlemlenmiştir. Bilişsel Terapi’nin geçerliliği ve etkinliği üzerine yapılan çalışmalar neticesinde, depresif bozukluk, anksiyete bozuklukları, yeme bozuklukları, kişilik bozuklukları, kronik ağrı, hipokondria, çift problemleri ve şizofreni gibi birçok rahatsızlıkta etkili olduğu kanıtlanmıştır.

Bilişsel Terapinin İlkeleri:

  1. Danışanın kendisine ve sorunlarına yönelik olarak, sürekli gelişen bir formülasyona dayanmaktadır.
  2. Çok sağlam bir danışan-terapist ilişki gerektirmektedir.
  3. İş birliğini vurgulayarak ve danışanın aktif katılımını sağlamaktadır.
  4. Hedef yönelimli ve problem odaklıdır.
  5. Şimdiki zaman problemleri ile ilgilenir.
  6. Eğitime dayalı bir terapi yöntemidir.
  7. Terapi sürecinde süreli olmayı hedefler.
  8. Seanslarının her biri yapılandırılmıştır.
  9. Danışana işlevsel olmayan düşünce ve inançlarını belirleyerek değiştirmeyi öğretir.
  10. Düşünce, duygu ve davranışları değiştirmek amacıyla farklı teknikler kullanmaktadır.

Kaynak:
Beck, J. (2001) Bilişsel Terapi: Temel İlkeler ve Ötesi. Ankara: Türk Psikologlar Derneği Yayınları.

Yorum Yazın

E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.

Bunları da sevebilirsiniz