Farkındalık, en basit anlamıyla şu anda olmak ve şu anı deneyimlemektir. Günlük hayatta verimli olma beklentisi ve uyaranların çokluğu anda kalmamızı zorlaştırıp, çoğu şeyi farkında olmadan yapmamıza neden olabilir. Aslında bir şekilde anı deneyimlemeden ve farkında olmadan yapılan her şey otomatik pilotta olmak demektir. Zihnin bir şeyleri otomatik pilota alarak yapması, birçok fayda sağlayabilirken anda olma deneyimini kişinin elinden almasına neden olabilmektedir.
Anda olmadıkça zihin doğal olarak geçmiş ve gelecek arasında çok fazla efor sarf etmeye başlar. Örneğin duş almayı genel olarak otomatik pilotta yaparız. Yani duştan sonra ne yapılacağı ve geçmişte yaşadığı deneyimler zihnimizde olabilir. Ancak duş alırken kaslarımızın ne kadar rahatladığını, suyun vücudumuzdan süzülüşünü ya da bedenimizin nefes aldığını genel olarak düşünmeyiz.
Aslında bu gibi yaşanılan tam da o andaki deneyimlerimize yer açtıkça, yani otomatik pilottan çıktıkça, hayatımızda birçok alanda dikkatimizi anda tutabilir, duygu ve düşüncelerimizi daha farkındalıkla deneyimleyebilir, daha iyi bir dinleyici olup daha çok empati yapabiliriz. Bu da hem kendimizle hem de dünyayla kurduğumuz ilişkinin olumlu anlamda değişmesine katkıda bulunur. Bu nedenle, şu anda olabildiğimiz her şeyle bağlantı kurarak, zihnimizin farkındalık kasını geliştirebilir. Bu yolla olanları olduğumuz gibi değil olduğu gibi görmeye alan açarız…