Ailelerimizden ya da bulunduğumuz sosyal çevreden bazı olumsuz yapılandırmaları doğru ya da yanlış şeklinde kategorize etmeden direk “bu bana ait” şeklinde alıyoruz. Üzücü olan da bunun aslında bizim gerçekliğimiz olmadığını fark edemeden, hayatımızı “aslında gerçek olmayan ama sahiplendiğimiz yüklerle” sürdürüyor olmamız oluyor. Bu yüklere “şema” deniliyor. Şemalara dair detaylı bilgi isterseniz “Şema ve Şema Terapi Nedir?” başlıklı yazıyı okuyabilirsiniz. Aslında birçok şema var ama ben “Yüksek Standartlar Şema” sından biraz bahsetmek istiyorum.
Eğer yüksek standartlar şemasına sahipseniz, kendinizden beklentiniz muhtemelen olduğundan daha üst bir yerdedir ve ulaşılması gereken çok daha iyi bir yer mutlaka vardır. Aslında dışardan başka insanlar tarafından gayet başarılı biri olarak değerlendirilebilirsiniz. Ancak başarı yolunda sarf ettiğiniz o yoğun çabayı normalize edip zaten yapılması gerekenleri yapıyorsunuzdur.
Kendinizi her zorlamanızla, kendinizi yüklenmeniz gereken sorumluluklara hazırlarsınız ve bir yerlerde tatmin duygusu yaşayacağınıza kendinizi inandırırsınız. Aslında gelişim duygusu sizi ayakta tutan şeydir. Ancak bu süreç o kadar zorlayıcı olmuştur ki gerçek anlamda mutluluk ve rahatlık yaşamanız oldukça zorlaşmıştır. Başka bir deyişle, mücadelenizin sonucunda ümit ettiğiniz huzurun gelme olasılığı oldukça düşüktür. O huzuru yakalasanız bile üstesinden gelinmesi gereken başka bir durum bulup bu yıkıcı döngünün devamlılığını sağlayabilirsiniz.
Ebeveynlerinizin bir ya da ikisi yüksek ya da dengesiz standartlara sahip olması, ebeveynlerinizin size olan sevgisinin onların yüksek standartlarını yerine getirmenize bağlı ve koşullu olması, yüksek standartlarınızın, kusurluluk, sosyal izolasyon, duygusal yoksunluk ya da başarısızlık şemalarınızı telafi etmek için geliştirmiş olmanız, yüksek beklentilerini karşılayamadığınız zaman bir ya da iki ebeveyniniz tarafından ayıplanmanız ve eleştirilmeniz, yüksek standartlarınızın kökenini oluşturabilmektedir.
Bir yandan tek ihtiyacınızın düzen, başarı ve statü olduğunu görmek çok büyük bir yanılgıdır. Bu yanılgının içinde benliğinizi kaybetme, temel fiziksel, duygusal ve sosyal ihtiyacınızı karşılayamama gibi bedeller ödeyebilirsiniz. Aşk, aile, arkadaşlık, yaratıcılık ve eğlence gibi “hayatı yaşamaya değer kılan şeyler” ne yazık ki arkalarda kalabilmektedir.
İlerlemeyi seçtiğiniz alanlarda en iyiye doğru ilerlediğiniz süreçte, etrafınızda da sizin gibi yüksek standartları olan kişilerle karşılaşma olasılığınız artabilmektedir. Bu yolda ilerlerken odaklandığınız noktalar bu kişilerin adanmışlığı, mükemmeliyetçiliği ve detaylara verdiği noktalar olabilmektedir. Ancak keyif çıkarmak için ayırdığınız zaman, diğer başarılması gereken hedeflerden dolayı azalabilmektedir. Bazen gerçekten önemli olup olmadığı hakkında düşünmediğimiz konularda da yüksek standartlar koyup hayatımızın birçok güzel zamanını kaçırabiliriz. Gerçekten çekmecelerin düzenli olması, en iyi görünümlü kişi olmanız, işinizde çok fazla başarılı olmanız, evinizin kusursuz görünmesi ne kadar önemli?
Bir ilişkiye girdiğinizde aşırı eleştirel ve beklentili olabilirsiniz. Eşiniz, çocuklarınız gibi size yakın olan bireylerin sizin standartlarınızda yaşamalarını bekleme olasılığınız artabilmektedir. Sizin standartlarınızı yakalayamayan kişileri küçümseme yoluna gidebilirsiniz. Standartlarınızı yüksek görmemeniz, beklentilerinizi normal ve haklı değerlendirmenize neden olabilmektedir. Diğer bir yandan ya kendiniz gibi yüksek standartları olan birini ya da sizin tamamıyla zıttınız olan çok rahat birini eş olarak tercih edebilirsiniz. Sevdiğiniz insanlara ayırdığını zaman oldukça azalacağından sevdiklerinizi ihmal etme olasılığınız da artabilir. Sevdiklerinize ayırdığınız zamanlarda keyifli hissetmekte zorluk yaşayabilirsiniz.
Yüksek standartlar şemasını bir şekilde nesilden nesile devamlılığının önünü kesmek belki de bu şemanın bir fayda sağlamadığını ve bunun normal olmadığını kabul etmekten geçiyor olabilir. Özellikle hayatınızda standartların dengesiz ve yüksek olduğu alanlara odaklanarak ilk adımı atabilirsiniz. Bu ayrımı yapmakta zorlanıyorsanız, kendinizi baskı altında hissettiniz alanı ya da alanları düşünebilirsiniz. Temizlikle ilgili yoğun uğraşlarınız, daha fazla para kazanma isteğiniz, ün ve statüye verdiğiniz önem, işle ilgili uğraşlarınız, her şeyin düzenli olmasını sağlamak, güzellik ve bedenle ilgili dengeli olamayan beklentiler baskı altında olabileceğiniz alanlara örnek gösterilebilir.
Yüksek standartlar şemasının olumsuz olabileceğini anlamakta zorlanmanız avantajlarının size iyi geldiğinizi düşünmenizle alakalı olabilir. Yüksek standartlarınız sayesinde ne isterseniz alabilirsiniz, kendinizi özel hissedebilirsiniz, insanlar size imrenebilir, dilediğiniz insanı elde edebilirsiniz, cazip sosyal çevrelerde bulunabilirsiniz, statü olarak iyi noktalara gelebilirsiniz, ödüller kazanabilirsiniz, hayatınızın birçok alanında üst bir noktada olabilirsiniz ya da evinizde her şey düzenli olabilir. Bir bireyin bu gibi alanlarda avantaj sağlaması inanılmaz görünebilmektedir. Ayrıca birçok başarıya imza atmanız gurur vericidir.
Ancak dezavantajlar olarak; performansınızı sürdürmek için kendinizi sürekli baskı altında hissedebilirsiniz, fiziksel olarak tükenebilirsiniz, sağlık problemleriniz gelişebilir, eğlenmekte zorlanabilirsiniz, evliliğinizde zor zamanlar yaşayabilirsiniz, çocuklarınız sizinle zaman geçirmekten kaçınıp ve baskı altında hissedebilir, yakın arkadaşlarınızla aranıza mesafeler girmiş olabilir ya da kendiniz için ayırdığını zaman dilimleri oldukça azalmıştır. Yüksek standartlarınız için “neleri feda ettiğinize odaklanmanız” dezavantajları görmenizi sağlayabilir. Bu şekilde duygusal hayatınızın kalitesine ve yüksek standartlarınızın aileniz, sevdikleriniz, dostlarınız ve hatta kendinizle kurduğunuz ilişkiyi nasıl etkilediğini fark edebilirsiniz.
Yüksek standartlarınızın baskısını yıllardır üzerinde taşımanız, bu baskılar olmadan nasıl hissedebileceğinizi deneyimlemenizi engelleyebilir. Bir yandan da küçüklüğünüzden bu yana bu standartların bedellerini ödeyerek büyümeniz başka rahat ve huzurlu yolların varlığını görmenize de mâni olmuştur. Peki bu baskıların bir kısmından kurtulsaydınız, yani standartlarınızı biraz daha normal yaşasaydınız neleri elde edecektiniz? Standartlarınızı biraz daha düşürdüğünüzde, hayatınızdaki dezavantajlar da azaldığınızı da deneyimleyebilirsiniz.
Yüksek standartlarınızı azaltacak olmanız, sizin için elde ettiğiniz avantajların ortadan kaybolacağı anlamına gelebilir. Ancak bu düşünce yapısı aslında çarpıktır ve bir şekilde ya hep ya hiç şeklinde düşündüğünüz anlamına gelmektedir. Sizin için bir şey ya mükemmeldir ya da bir fiyaskodur. Bir şeyi iyi olacak kadar yapmayı düşünemeyebilirsiniz. Aslında mükemmellik ve başarısızlığın arasında kocaman bir gri alanın olduğunu unutmamalısınız.
Standartlarınızı sürdürmek için harcadığınız zamanın farkında olmak da oldukça önemlidir. Hedeflerinize daha dengeli zaman ayırmanız hayatınızda zevk alabileceğiniz keyifli alanlarına da yer açmanızı sağlayacaktır. Diğer bir yandan hayatınızda yer açtığınız diğer aktivitelerde de standartlarınızı normal şekilde kullanmak için pratikler yapmanız gerekebilir. Çünkü daha derinlerdeki ihtiyaçlarınızı görmek sizin için biraz zaman alabilir.
Hayat aslında bir dengede oluştur. Dengede olmayan şeylerin bir şekilde bize zarar verdiğini ve hayatımızdaki güzellikleri de çaldığını da deneyimlemiş oluruz. Hayatınızdaki normallerinizi yeniden değerlendirmeniz, sizin daha keyifli ve daha huzurlu bir hayatı yaşayabilmeniz için güzel bir fırsat olabilir.
İçinizdeki o pasparlak değerli cevheri görmeniz dileğiyle…
Kaynak:Young JE, Klosko JS. (1993). Hayatı Yeniden Keşfedin. (Kohen S, Güler D, Çev), İstanbul, Psikonet Yayınları.