Şemalar, bireylerin büyük olasılıkla doğru olduğunu düşündükleri şeye hızlıca götüren ve karşılaşılan tüm ayrıntıların her defasında işleme ihtiyacından tasarruf edilmesine yarayan kısa yollar olarak hizmet vermektedirler. Bazı durumlarda şemalar ve kısa yollar bir durumun oldukça kesin bir şekilde kavranmasını sağlarken, bazı durumlarda ise hatalı ve bozuk çiziktirmeler aracılığıyla yolun kaybedilmesine neden olabilmektedirler. Her iki durumda da şemalar bireyin kendisi ve dünya ile ilgili tutarlı bir görüşünün “sürdürmesinde” yardımcı olmaktadır. Ancak bu görüş hatalı ya da uyum bozucu olabilmektedir. Bunlara erken dönem uyumsuz şemalar denilmektedir (Rafaeli, Bernstein ve Young, 2011).
Şema Terapi, temellerini bilişsel-davranışçı kuramdan almış olup, duygusal tekniklere, terapist ve danışan arasındaki ilişkiye, çocuk ve ergenlik dönemlerinde gelişen psikolojik problemlerin kaynağına ve uyumsuz baş etme yöntemlerine yoğunlaşarak daha kapsamlı bir yönelim belirleyen bir terapi yaklaşımıdır. Kökenini aldığı bilişsel-davranışçı terapiden farklı olarak bağlanma ve nesne ilişkileri kuramı, Gestalt yaklaşımı, psikanalitik ve yapısalcı yaklaşım gibi farklı yaklaşımlardan beslenmesi ile bütünleyici bir terapi modeli özelliği taşımaktadır (Rafaeli, Bernstein ve Young, 2011).
Şema Terapi yaklaşımında, çocukluk dönemindeki temel duygusal ihtiyaçların karşılanmaması sebebiyle beliren ve erken dönemlerden bireyin gündelik yaşantısına uzanmış olan, bu sebeple bilişsel, duygusal ve kişiler arası yöntemlerin yanında, erken dönem uyumsuz şemalara odaklanılarak bireyin temel duygusal ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için sağlıklı ve uyumlu yollar gösterilmesi amaçlanmıştır (Young, Klosko ve Weishaar, 2003).
Herkeste hayatını kolaylaştıran şemalar vardır. Bu şemalardan kişinin hayatını olumsuz etkileyelere “erken dönem uyumsuz şemalar” denmektedir. Ancak psikolojide uyumsuz şemalardan bahsederken kısaca “şema” kelimesi kullanılmaktadır. Şemalar, çocukluk ve gençlik döneminde ortaya çıkan, kişinin kendisini ve ötekilerle olan ilişkisini konu alan, anılar, duygular, bilişler ve fiziksel duyumlardan oluşan, genel ve yayılmacı bir içeriğe sahip olan, yaşam boyunca gelişen ve belli bir derecede işlevselliği bozan bilişsel örüntüler olarak tanımlanmaktadır (Young, Klosko ve Weishaar, 2003). Başka bir deyişle, erken dönem uyumsuz şemalar, gelişimin erken dönemlerinde başlayıp yaşam boyunca tekrar eden, öz yıkıcı duygusal ve bilişsel kalıplar olarak değerlendirilebilir.
Şemalar, hayatta kalmak için yoğun bir savaş vermekte ve bireye “acı verse bile” tanıdık olması ile değişmesi oldukça güç yapılardır. Çocukluk döneminde gerçekçi olan ve bireye göre yararlı bir amaca hizmet eden bu şemaların sürdürülmeye devam etmesi kişinin hayattaki yaşantısında zorluk yaşamasına neden olmaktadır (Young ve Klosko, 1993). Uzun vadeli örüntüler olduğundan derin bir şekilde kökleşmişlerdir. Bu nedenle, değişim “acıyı deneyimleme isteğini” barındırmaktadır.
Kişilerin şemayı tanımlamaları, en başından beri belli belirsiz yaşadığı durumun “netlik kazanması” anlamına gelmektedir. Bu farkındalık “içsel bir yolculuğun başlangıcına” işaret etmektedir. Şemalarınızı tanımladıktan sonra, onlara karşı karşı kanıt oluşturmanız şemalarınıza tutunmaktan daha iyi gelecektir. Olumsuz olan hayatınızı etkileyen o düşünce yerine daha rasyonel olan düşüncelerin gerçekçi olduğuna tutunabilirsiniz.
Birkaç örnek verecek olursak, örneğin; “sevgilim eğer ona yapışmazsam beni terk edecek” düşüncesi yerine bunun doğru olmadığı, “yapışmanın karşımdaki kişiyi soğutacağını, yapışmanın kimseye iyi gelmeyeceğini” düşünebilirsiniz. Ek olarak, “ona biraz daha alan tanımanın ona iyi geleceğini ve başka şeylerle ilgilenmenin de kendinize iyi geleceğine” odaklanabilirsiniz. Arkadaşlarınızla görüşmek, bir hobinizle uğraşmak, kitap okumak ve özbakımızı arttırmak ya da bir sporla uğraşmak size daha iyi gelebilir.
Bu süreçlerde bazı zamanlar şemanıza tutunmak daha gerçekçi gelebilir ancak bu sizi yapışan şeylerin şemanız olduğunu kabul edip gerçeği yansıtmadığı düşüncesine tutunmanız daha faydalı olacaktır. Şemalar değişebilir ancak azimle çalışarak ve tekrar tekrar yüzleştirme yaparak gerçekleşir. Yine de eğer şemalarınız sağlıklı baş etme yöntemlerinizi etkileyip sizi umutsuzluğa götürüyorsa, başka bir deyişle bu yük tek başına taşıyamayacağınız kadar ağır ağırsa konuda psikolojik destek almanız oldukça faydalı olacaktır.
Kaynak: Hatipoğlu Yanık, Dolunay (2015). Erken Dönem Uyumsuz Şemalar ile Mizah Arasındaki İlişki, Yüksek Lisans Tezi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Okan Üniversitesi, İstanbul.