Kapadokya Gezi Rehberi

mm
single-image

Kapadokya bölgesi, Nevşehir, Aksaray, Kayseri ve Kırşehir illerini kapsayan alanda bulunmaktadır. Kayalıkların yoğun bulunduğu alanlar ise, Uçhisar, Ürgüp, Göreme, Avanos, Derinkuyu, Kaymaklı ve Ihlara olarak belirtilmiştir.

Kayalıkların yoğun olarak bulunduğu alanlar turistik alanlar olup birçok konaklama alanının bulunduğu bölgelerdir. Her bölgenin kendine has bir havası bulunduğundan, neye ihtiyacınız varsa orayı tercih etmek mantıklı olacaktır. Biz Kapadokya gezimizde, Volkanik yapıların yoğun olduğu bölgelere daha yakın ve biraz da hareketli bir yer olmasını istediğimizden “Göreme”yi tercih ettik. Göreme, müthiş peri bacalarının olduğu otellerde konaklayabileceğiniz, sabah uyandığınızda peri bacalarını görebileceğiniz ve sabahın erken saatlerinde uyanıp balonları izleyebileceğiniz bir yer.

Göreme,  güzel mi güzel peri bacalarının o gri manzarasını büyülenmişcesine izleyebileceğiniz, yerleşimin de bulunduğu, turistleri bolca görebileceğiniz, önceden rezervasyon yaparak güzel yemekler yiyebileceğiniz, market alışverişini yapabileceğiniz ve hediyelik eşyalar da alabileceğiniz bir yer.

Göreme’ye öğleden sonra 14.30 gibi ulaştık. Otelimiz Maccan Cave Hotel’di. Otellerin biraz yukarda olması aslında göreceğiniz manzaranın daha da mükemmel olacağı anlamına geliyor. Göreme’nin çevresinde olan oteller de peri bacaları ile çevrili olduğundan bu manzarayı yine görmenizi sağladığı için bu otelleri de tercih edebilirsiniz. Ancak mutlaka otelin manzarasını araştırarak gidin. Konakladığımız, Maccan Cave Hotel’in dizaynı oldukça otantikti. Zaten bizim de Kapadokya’dan beklediğimiz tam da buydu. Kaldığımız oda oldukça genişti. Yalnız tatile çıkmadan önce iyi bir otel araştırması yapın ki güzel bir otelde ve güzel bir odada kalabilesiniz. Ayrıca otellerin fiyatları oldukça ideal de olabiliyor. Biz biraz geç rezervasyon yaptırdığımız için son kattaki en geniş odayı kaçırmış olduk ama bulunduğumuz oda da gayet güzeldi.

Otelde biraz dinlendikten sonra, hemen çevreyi keşfe çıktık. Kapadokya bölgesinin çok değişik bir ışığı var. Etraf peri bacaları ile dolu olunca ışık da bir o kadar etkileyici hale gelebiliyor. Kısa bir yürüyüşten sonra Göreme’yi kuş bakışı izleyebileceğimiz ve gün batımını izleyebileceğimiz Aşıklar Tepesi olarak adlandırılan tepeye çıktık. Yürüyüş yaparken etraftaki köpeklerin bulundukları yeri sahiplenişi ve o mükemmel doğanın tadını çıkartışları gerçekten görülmeye değerdi. Hem dingin manzaranın keyfini çıkardık hem de fotoğraf çektik. Güneş yavaş yavaş batmaya başlayınca, Göreme’nin bir kez daha harika doğasına şahit olmuş olduk. Güneş batışının keyfini çıkardıktan sonra, yavaş yavaş geldiğimiz yoldan yemek yiyebileceğimiz bir yer bulmak için yola koyulduk. Yürürken otellerin şirinliği de gözümüzden kaçmadı. Otellerin genel olarak köpekleri ve kedilerinin bulunması da bizim çok hoşumuza gitti.

Göreme’de et yemeklerinin yanında vejeteryan ya da vegan yiyecekler bulmanız da mümkün. Dünya’dan birçok turistin gelmesi nedeniyle de yemek çeşitlilikleri oldukça fazla. Güzel bir restoranda yemek yemek istiyorsanız mutlaka rezervasyon yaptırmanız gerekiyor. Yol üzerinde birkaç yere oturmak istedik ancak dolu olduklarını söylediler. Yemek ücretleri ise genel olarak İstanbul fiyatları ile hemen hemen aynı. Biz ilk akşamki yemeğimizi, çok şükür ki boş bir yer bulabildiğimiz Soffy’s Kitchen’da yedik. Yemekler gayet güzeldi. Keyifli, sakin bir akşam geçirdik, tam da dilediğimiz gibi.

Kapadokya’da genel olarak kaldığınız oteller, balonları izleyebilmeniz için sizi erken saatlerde telefon ile uyandırıyorlar. Eğer bizim gibi balona binmeyip izlemeyi tercih edecekseniz, bu da şahane bir fırsat. Uyandığımda hava oldukça soğuktu. Bölgede karasal iklim hâkim olduğundan, gece ve gündüz sıcaklık arasındaki fark fazla oluyor. O yüzden bahar aylarında bile gitseniz yanınıza kalın bir şeyler almanızı öneririm. Sabahın ilk ışıklarıyla gökyüzündeki enfes şöleni görmek gerçekten paha biçilmezdi. Odaya dönüp biraz daha vakit geçirdikten sonra sevimli otelimizde güzel bir kahvaltı yaptık.

Eğer Kapadokya’ya araçla gitmediyseniz, burada otellerinde broşürlerle size önerecekleri birtakım turlar oldukça ideal olabiliyor. Kapadokya bölgesinde, balon turu, atv turu ve çok geniş bir bölge olması nedeniyle gezi tur ile günü birlik gidebileceğiniz birçok seçenek bulunabiliyor.

Biz seçenekler arasında, araç olmadığından gidemeyeceğimiz “Ihlara Turu” isimli seçeneği tercih ettik. Tura katılmak için mutlaka bir gün öncesinden kayıt işlemlerinizi yaptırmanız gerekiyor. Turlara dair bilgilere ulaşabilmeniz hem otel sayesinde hem de bölge sayesinde oldukça kolay oluyor. Geldiğiniz ilk günden ya da daha öncesinden bunun organizasyonunu yapmak daha dolu dolu bir gezi yapabilmeniz adına oldukça önemli. Biz otele yerleştiğimiz gün otelin müdürüne neler yapabileceğimizi sorarak tur seçeneklerini öğrenmiş olduk.

Rehber ve tur şirketi araç ile sizi bulunduğunuz otelden belirli bir saat aralığında alıyor. İlk olarak Göreme Panorama manzara noktasına gittik. Manzara güneşin etkisi ile gerçekten etkileyiciydi. Rehberin bölgenin oluşumunu ve bölgenin yıllar içerisinde ne gibi süreçlerden geçtiğine yönelik bilgileri vermesi de geziyi daha bilinçli geçirmenizi sağlıyor.

Sonraki durağımız Selime Manastırı’ydı. Bu manastırın en önemli özelliği Kapadokya bölgesinin en eski Hristiyan katedrali olması. Selime Manastırı, Aksaray ilinin Güzelyurt ilçesinde bulunuyor. Katedralin konumu, içinin oymaları ve katedralden yükseldikçe gözlerinizin gördüğü uçsuz bucaksız peri bacası manzarası gerçekten görülmeye değerdi. Manastırdan sonra Kapadokya bölgesinden çıkan değerli ya da yarı değerli taşların işlendiği ve satıldığı yere gittik. Burada gümüş ve altın takıların satıldığı bölümden alışveriş yapabiliyorsunuz. Ancak Kapadokya bölgesi’ne çok fazla turist ziyareti olduğundan ücretler Türk Lirası değil de Euro.

Selime Manastırı’ndan sonraki durağımız ise, Ihlara Vadisi’ydi. Ihlara Vadisi aslında bir kanyon. Merdivenler boyunca (400 basamak) ineceğiniz, farklı bir iklime geçeceğiniz (daha da soğuyor), içinde Ağaçaltı Kilisesi’ni göreceğiniz ve sonrasında farklı bir yerden çıkacağınız geniş mi geniş bir vadi. Yol boyunca mükemmel Melendiz Nehri’nin kenarından yürürken yemyeşil bir doğayı göreceksiniz. Gerçekten görülmeye değer bir yer Ihlara Vadisi. Ihlara Vadisi’ndeki yürüyüş yaklaşık 4 km kadar sürüyor ve sonrasında ağaçların altında oturup soluklanabileceğiniz, bir şeyler yiyip içebileceğiniz bir alan bulunuyor. Sonrasında öğlen yemeği için, Belisırma Köyü’nde yine ırmak kenarında bir restoranda yemek yedik. Yemek lezzeti çok iyi değildi ancak ortam gayet güzeldi. Zaten çok büyük bir beklentimiz yoktu ve keyfimiz yerindeydi.

Yolculuğumuzun son durağında ise araca binip Derinkuyu Yeraltı şehrine gittik. Kapadokya bölgesinin en büyük yeraltı şehri olarak adlandırılan yer, gerçekten çok çok uzun yıllar önce insanların savaşlardan ya da istilalardan korunmak adına inanılmaz şeyler yaptığını gözler önüne seriyor ve tüyleriniz diken diken oluyor. Çünkü 8 katlı olan bu yeraltı şehri 55 metre derinliğe sahip ve mutfak, ahır, su kuyusu, havalandırma alanları, okul ve yaşam alanları olmak üzere birçok alana ayrılmış. Şehirde daha fazla aşağı indikçe ve bazı alanlar daraldıkça insanların böyle kapalı bir alanda nasıl yaşadıkları gerçekten akıl alır gibi olmadığını aklınızdan geçiriyorsunuz. Zaten herhangi bir sağlık problemi (astım, kalp krizi riski vb.) olan bir kişinin bu şehre girmesi sakıncalı.

Yolculuğumuzun bitmesiyle geziye çıktığımız araç bizi otelimizin önüne kadar bıraktı. Gezi oldukça yorucu ancak keyif vericiydi. Şimdi sırada biraz dinlendikten sonra Kapadokya’nın akşam keyfini çıkarmak ve ertesi gün için plan yapmak vardı.

Akşam yemeği için bu sefer daha lokal olan bir yeri tercih etmek istedik. Hem otelimize de oldukça yakındı. Fırın Ekspress, fiyatları ve verdiği hizmetle bizi hemen kendimize getirdi. Çok tatlı bir yer. Aslında bizim gezerken en çok hoşlandığımız şeylerin başında her yerdeki böyle lokal yerler geliyor. Sonrasında küçük bir market alışverişinden sonra otelimizin en üst katına çıkarak şehrin akşam manzarasının keyfini çıkardık.

Ertesi gün dönüş yolculuğumuzun olması nedeniyle Göreme merkeze 4-5 km uzaklıkta olan ve taksiyle ulaşım sağlayabileceğimiz yer olan Paşabağ ve Zelve Vadisi’ne gitmeye karar verdik. Paşabağ Vadisi sanırım Göreme ve bizce Kapadokya bölgesi’nde en harika peri bacalarını görebileceğiniz yer. Çünkü araştırdığımızda en etkileyici peri bacalarının burada olduğu bilgisini almıştık. Orada olduğumuzda iyi ki buraya geldik dedik. Doğanın bu mükemmel oluşumu karşısında gerçekten etkilenmemek mümkün değildi.

Peki bu peri bacaları nasıl oluşuyor. Nasıl yıllar içinde bu oluşumlar hala ayakta insan araştırmadan da edemiyor. Vadi yamaçlarından akan kuvvetli sel suları ve rüzgarlar bu tüflü yapıları aşındırıyor. Alt kısımların üst kısımlara ziyada daha fazla aşınmasının nedeni daha fazla aşınabilen bir yapıya sahip olması. En belirgin olanları da Paşabağ Vadisi’nde bulunuyor.

Paşabağ Vadisi’nden sonra kısa bir yürüyüş yaparak Zelve Vadisi Açık Hava Müzesi’ne ulaşıyoruz. Yalnız saate dikkat etmeniz gerekiyor, çünkü vadiye belirli saat aralıklarında girebiliyorsunuz ve giriş ücretli (15 TL. ) Zelve Vadisi’nde ilerlerken, Kapadokya’da her ilerleyen gün daha da büyülendiğimi fark ettim. Çünkü Zelve Vadisi’si büyük bir yerleşim alanı. Kaynaklarda Zelve Vadisinin Kapadokya’nın en eski yerleşim bölgesi olduğu ve Hristiyanlığın ilk olarak burada yayılmaya başladığı belirtiliyor. Bölge içinde manastır, kilise ve yaşam alanlarını görebilirsiniz. Zelve Vadisi sanki diğer peri bacalarının renginden biraz daha sarı bir renge sahip. Ancak doğası gerçekten ama gerçekten görülmeye değer.

Zelve Vadisi’nden çıktıktan sonra belirli aralıklarla Vadi’nin giriş bölgesinden Göreme’ye giden küçük otobüsler bulunuyor. Otobüsler, sizi kişi başı 6-7 TL’ye Göreme’nin merkezine bırakıyor. Merkeze döndükten sonra yine sevdiğimiz yer olan Fırın Ekspress’de son yemeğimizi yiyip üzerine tatlı bir cafede soğuk içeceklerimizi içtik. Ardından otelimize uğrayıp hazırladığımız bavullarla dönüş yoluna koyulduk. Doğayla bütünleşmenin harika bir duygu olduğunu ve doğadan uzak kalmamanız gerektiğini tekrar hatırlattığın için teşekkürler, Kapadokya.

1 Yorum
  1. Ahmet Hamdi Hatipoğlu 6 yıl ago
    Cevapla

    Dolunay ellerine sağlık. Çok güzel bir yazı olmuş. Yazmaya devam etmelisin. Tebrikler.

Yorum Yazın

E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.

Bunları da sevebilirsiniz